24 Ekim 2018 Çarşamba

PAZARTESİ ERKEĞİ


  PAZARTESİ ERKEĞİ/EVA VÖLLER




Herkese Merhabaaaa… 

Yeni bir kitapla karşınızdayım. Çılgınlar gibi kitap okuduğum bu zamanlarda size bol bol yorumlar atacağım.
birkaç kere karşıma çıkan ve okuma şansı bulamadığım kitabı sonunda aldım. Bu kitabın kapağı bana " içeride yemek var aşk daha ne istiyorsun?"dedi. Adını biraz garip bulup "bu nasıl isim canım" diyebilirsiniz. Zira bende dedim, ama anlamını öğrenince de çok ilginç buldum. Anlamı : Maço despot, kıskanç, eski kafalı yani anlayacağınız baya dağ ayılarına genel ad takmışlar.

Ama ben bizim İtalyan şefimiz Fabio'nun ,bunun içine o kadar da girdiğini düşünmüyorum. Daha da uzatmıyorum ve sizi yorumla baş başa bırakıyorum.



Kitap Adı:Pazartesi Erkeği


Yayın evleri: Kyrhos yayınları

Yazar: Eva Völler

Sayfa sayısı:254

Türü:Romantik komedi




"Pardon, benim adım ne, söyleyebilir misiniz?"
"Tabi, senin adın İsabel ve sen benim nişanlımsın."

İnanılır gibi değil, ama bu doğru olabilir: İsabel hafızasını kaybetmişti ve kim olduğu, nereden geldiği konusunda hiçbir fikri yoktu. Fabio, geleceğin çok yıldızlı bir restoranın sahibi; bir ilah gibi görünmekle kalmayıp yine bir ilah gibi yemek pişirebilmekteydi. İnsan böyle bir nişanlısının olmasına sevinirken, aynı zamanda günün birinde onu hatırlaya bilmeyi de umabilirdi. Ancak bu adam neden kendisine kaba davranırken, baş döndürücü İtalyan çekiciliğini sadece kadın müşterilerine gösteriyordu? Peki kendisi aşçı yardımcısı olmasına rağmen, neden havuç bile doğrayamıyordu? Mafya babası kılıklı adamlar onlardan ne istiyordu?
Parmağında üç kıratlık bir elmas yüzük ve ayağında markalı ayakkabılarla bu kaba İtalyan için tencereleri ovması ve aşçı önlüklerini ütülemesi de neyin nesiydi?

Makarnalar, soslar ve silahlar arasında geçen olaylar, "Kadın Hikayeleri Ödülü" alan yazar Eva Völler'in kaleminden "Pazartesi Erkeği"nde eğlenceli aşk hikayesine dönüşüyor.
(Tanıtım Bülteni)



Bütün olaylar Fabio'nun çok ünlü restoranın yakılmasıyla başladı. Yeni bir yer satın alsa da tam bir virane olan mekanı bir restorana çevirmeye çalışıyor. Bence gayet başarılı oldu.

 İsabel hımm nasıl desen biraz zengin şımarık birisi gibi davranıyor. Kitabımızın ilk bölümlerinde kibirli tavırlarıyla dikkat çekiyor. Ama hafızasını kaybettikten sonra içinden pambuk gibi biri karakter haline geliyor. 

İsabel, nişanlısıyla düğün için kiralaya geldiği restoranın yıkıldı yıkılacak o virane halini görünce tabi haklıda isyanını dile getiriyor. Ama düşünecek olursak kim düğünün yıkılmak üzere gibi gözüken yerde yapmak ister ki? 
 Eh sonuç olarak mekanı beğenmeyen İsabel nişanlısını ararken hiçbir şey beklediği gibi gitmiyor ve sevgilisinden yüzyılın darbesini yiyor haliyle bunu kaldıramıyor ve dengesini kaybederek merdivenlerden yuvarlanıyor. Ve bu kaza ile hafızasını kaybediyor. Bu sırada bizim yakışıklı  şefimizin başı mafya  kuzeni ve eski sevgilisi aynı zamanda kuzenin yeni sevgilisiyle başı belada.

Tam her şey karışmışken bizim başrol kızımız ortaya çıkıyor ve   İtalyan şefi kurtaracak sözler dudaklarından dökülüyor; " Pardon benim adım ne, söyleyebilir misiniz?. " Fabio, bu ayağına gelen fırsatı kaçırmıyor ve ona; "Tabi, senin adın İsabel ve sen benim nişanlımsın.” diyor. İşte macera böyle başlıyor. 

Bol yemekli ve aşk dolu bir kitap ve ben bu kitaba bayıldım. İtalyan yemeklerine de yer veren eserde romantik komedi türünü oldukça güzel bir şekilde yansıtılmıştır. Kitap ne kadar kısa olsa da yazar harika bir eser bırakmış. Okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. 

Benden şimdilik bu kadar en kısa zamanda tekrar görüşmek üzere....





















2 yorum:

  1. Yorumunuzu çok beğendim. Başarılarınızın devamını beklerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Yorumlarınız benim için çok değerli umarım bütün yayınlarımı okursunuz.

      Sil